Mekin Avras

Mekin Avras

1991 yılında Bitlis'te doğdum. 1992-1998 yılları arasında ailemle yaşadığımız zorunlu göç sürecinin olumsuz yan etkileri, çocuk yaşlarımda, sanat hayatımın temel hafızasını oluşturan unsurların başında geliyor.

2007-2012 yılları arasında İstanbul Avni Akyol Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Resim Bölümü'nde eğitim alırken, disiplinlerarası sanatı toplum bilimi ile birleştirerek, bölgesel toplumların iç dinamiklerine inmeyi hedefledim. 2012-2016 yılları arasında ekonomik kaygılar nedeniyle eğitim hayatıma ara verip, emek gücü isteyen işlerde çalıştım. Bu süre zarfında Türkiye'deki tüm eğitim kurumlarının çöküşünü ve sistemin karanlığa doğru nasıl evrildiğini izledim ve bu durumu göz önüne alarak üniversiteye gitmeye karar verdim.

2016-2020 yılları arasında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi'nde Resim-İş Öğretmenliği Ana Bilim Dalı bölümünü tamamladım. Üniversite okumanın en büyük kazancı benim için şu soru oldu: Eğitim sisteminin kirli yüzüne rağmen kendi kendimi disiplinler arası sanatta nasıl besleyebilirim ve düşüncelerimi arayışlatarak insanlara nasıl sunabilirim? Bu soru etrafında, 2016-2020 yılları arasında kendi imkanlarımla ailemle yaşadığımız evimizin bodrum katındaki bir odayı, küçük işlevsel bir atölyeye dönüştürüp üretimimi bu temelde sürdürdüm. Süreç içerisinde sanat yaşamımdan ve deneyimlerimden yola çıkarak toplumun genel sorunlarına dikkat çekmek ve toplumsal sorunlarla bağdaştırarak toplumu bilinçlendirmeyi, adaleti ve eşitliği vurgulamayı ve toplumsal değişimi teşvik etmeyi amaçladım. Daha sonralar analiz serüvenim beni psikolojiyle tanıştırdı. Psikoloji alanı hem sanat alanımda hem de olay ve örgülere karşı kişisel histerik yaklaşımımda etkili bir olguya dönüştü. Bu eksenden baktığımda genel olarak sanat dünyamda benimsediğim misyonları elle tutulur bir hale getirmeyi ve amaçlarımı eyleme dönüştürme amacını benimsedim.

Doğada canlı ve cansız varlıkları anlamaya çalışmak, ortak payda ilişkilerini gözlemlemek ve birbirleriyle bağlantılı olay örgülerini, sanatsal mercek ile ele almak ve anlam bütünlüğünü yansıtmak gibi deney ve araştırmalarda bulundum.

İstanbul'da bulunduğum son zamanlar içerisinde amaçlar ve isteklerim üzerine kendi kendime ciddi sorular sordum. Bu soruların cevaplarını, yıllardır içinde yaşadığım travmatik olayların içerisinde buldum. İsteklerimi gözden geçirerek eyleme dönüştürme fırsatını 2021 yılında yakalayarak üretimimi Adana'da devam ettirme kararı aldım. Hedeflediğim bazı istekler, geçmişte bulunduğum bu şehirdeki travmalarla yüzleşmek ve bu doğrultuda gerçeğin paradigmasını topluma aktarmak oldu. Kent sosyolojisi olgusuyla kozmopolit ve sınıfsal sorunların üzerinde durarak, kültürel normları ve sınıfsal çatışmalar üzerinden derin okumalar yaparak özellikle toplum psikolojisi ağlarından olayları kavrama ve doğru tespitleri bulma üzerine resim, fotoğraf, enstalasyon alanlarında üretimlerde bulundum.

Disiplinlerarası sanat çalışmalarımda bu süreçte, H. Bosch'un, Goya'nın ve Bacon'un gerçeklik algısının modernize edilmiş izlenimlerini ve düşünsel anlamda da Slavoj Zizek, Friedrich Nietzsche, Michel Foucault, Simone de Beauvoir manifestolarını içsel dünyama dahil etmekteyim. Bununla beraber çalışmalarımın tekniksel araç gereçlerini, ortaya koyduğum konunun öz haliyle bütünleşmesine özen göstermekteyim. İşlemek istediğim konunun disiplinlerarası sanatta hangi alanda ele alınması gerektiğine de, anlatmak istediğim konunun öz fikriyatı karar vermekteyim.